21 Aralık 2009 Pazartesi

Nişantaşı Barbeque


B: Nişantaşı'nda ara sokaklarda kaybolmuş, yemek yiyecek bir yer ararken bir anda karşımıza çıktı Nişantaşı Barbeque! Barbeque ismine takılmayın, logolarında da belirttikleri gibi pizza, pide, lahmacun, kebap ne ararsanız var!
Öncelikle belirtmeliyim ki müşterileriyle çok ilgililer, umarım bu özelliklerini kaybetmezler. Öyle çok büyük bir yer değil, fakat çok geniş bir ürün yelpazesine sahip. Yemeklere geçecek olursak, "Kuşbaşılı Pide" muhteşemdi! "Vejataryen Pizza" dan daha çok hoşuma gitti. Yalnız yemekler biraz fazla yağlıydı, o yüzden biraz ağır gelebilir. Bu arada ikisini de ben yemedim! S ile yarı yarıya paylaştık! :) Final olarak da üstüne künefe yedim, çok hoşuma gitti. Sonra da bol bol yürüdük :D
Özetle yemekler lezzetli, mekan ise ortalamaydı. Eğer yakınlarda oturuyorsanız ya da işyeriniz oralardaysa, paket servisleri ilginizi çekebilir! Deneyin, zira fiyatları da gayet uygun bence: Büyük vejeteryan pizza, kuşbaşılı pide, künefe, 2 kola, 3 çay, 1 Türk kahvesi toplam 43 TL tuttu.

Tiyatro: Vahşet Tanrısı

S: Bloga baktığınız anda bizi sadece yiyip içen açgözlü insanlar olarak görebilirsiniz ama hayır. Gayet entellektüel insanlarız aslında. Mesela cuma akşamı Harbiye Kenter Sahnesi’nde “Vahşet Tanrısı” isimli oyunu izledik ve çok ama çok beğendik. Bir kere oyuncular zaten muhteşem: Zerrin Tekindor, Zafer Algöz, Ülkü Duru ve İşdar Gökseven. Oyun 1 perde. Dolayısıyla bittiğinde “aa ne kısaymış oyun, kaç dakika sürdü, 40 mı?” diye bakınırken aslında 1 saat 20 dakikadır izlemekte olduğumuzu farkettim. Dialoglar öyle çarpıcı, bu dört muhteşem sanatçının sahnede yaptığı delilikler öyle başarılı ki önümdeki iri kemikli, pek uzun boylu hanım bile gözümü kırpmadan ve kahkahalarla seyretmeme engel olamadı. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun bilet fiyatları zaten bildiğiniz gibi, Tam 6, Öğrenci 4 Lira. Bileti internetten almak da çok kolay, üstelik hizmet bedeli yok. İlgilenenleri şöyle alalım.

Günaydın Burger House

S: Sonunda Amerika’da yediğimkileri kesinlikle aratmayan, çok başarılı bir Burgerci. Zaten isim Günaydın olunca fazla düşünmeden, açılır açılmaz denedik. Ne kadar doğru bir karar olduğu tartışılır zira artık her cumartesi oradayız ve her cumartesi burger yiyoruz. Atın ölümü arpadan olsun diyor ve mekanı anlatmaya girişiyorum: Şaşkınbakkal’da, caddenin tam üzerinde (Boyner’in az ilerisinde, Tschibo’nun hemen yanında), çok büyük diyemeyeceğimiz ve bu nedenle insanların yer bulmada zorlanabildikleri bir yer. Ama ben içerisinin de basılı malzemelerinin de tasarımını çok sevdim. Hamburgerler yanlarında hiç bir şey olmadan geliyor. Eğer bizim gibi patates sevgisi taşıyan insanlarsanız 2 kişi için 1 adet patates kızartması söylemenizi tavsiye ederim, büyükçe bir kovada geliyor ve çok lezzetli.


Geçenlerde başka bir Burgerciyi de denememiş olsaydım, Günaydın için tek kelimeyle mükemmel diyecektim ama ne yalan söyleyeyim, diğerinin karamelize soğanı çok bir acayip güzeldi. Bir de en son istediğimizde kenarları hafif yanmış geldi fotoğrafta da görebileceğiniz gibi. Ama verdiği keyif değişti mi? Bence hayır. Servis hızlı, Bağdat Caddesi üzerinde bir yer için fiyatlar da uygun: Cheeseburger 12, Bacon Cheeseburger 14, patates kızartması 4, kola 4.

B: Sevgili S'ye tamamiyle katılmaktayım. Hamburgerleri gerçekten de farklı! Hem eti çok lezziz, hem de içerisine koydukları soslar muhteşem:) Bu arada belirtmeliyim, hamburgerler 140 ve 200 gram olarak iki çeşitler. Fiyatları da buna göre değişiyor. Fakat hamburgerin boyunda bir değişme olmuyor. Sadece aynı ekmeğe daha "şişko" bir köfte koyuyorlar. Ben ikisini de denedim ve 140 gramlık olan daha çok hoşuma gitti. Hem sos-garnitür-köfte dengesi açısından, hem de 200'lük hamburgeri sığdırmak için ağzınızı timsah gibi açabiliyor olmanız lazım! Bence verdiğiniz fiyat farkına değmiyor ama seçim sizin:)

Robert's Coffee

B: Finlandiya menşeyli bir zincir olan Robert's Coffee, 1876'da kurulmuş. E biz de devamlı önünden geçip gidiyoruz, bir deneyelim artık dedik:) Öncelikle çok zengin bir menüye sahip olduklarını söylemeliyim. İşin en çok hoşuma giden yanı, değişik çay seçeneklerini de size sunmaları. Yani "burası kahveci, çay arıyorsan başka yere" gibi bir tavırla karşılaşmıyorsunuz ya da bi poşet çay koyup önünüze sizi yollamıyorlar, aksine farklı çay çeşitlerini de size sunuyor Robert's Coffee.
Kahve türlerine gelince zaten o konuda çok geniş bir ürün yelpazesine sahipler. Hatta sitelerinden bütün ürünlere ulaşabilirsiniz.

Biraz kendi deneyimimden bahsedicek olursam, "Magnum Latte" yi çok beğendim. Çok çok fazla miktarda kafeini vücuda sunmanın en nazik yolu bence :) Ama servisi biraz yavaş buldum, dışarıda oturmak istediğinizde de yeterli sayıda ısıtıcı yok; üşüyebilirsiniz. Tabi bu dediklerim Suadiye şubesi için geçerli! Bir "franchise" politikası olduğunu sanmıyorum:) Bu arada fiyatlar normaldi: S'nin içtiği filtre kahveyi 5, Magnum Latte'yi 9, Cheesecake'i 4 diye hatırlıyorum ama hesabı annem verdiği için aklımda kalmamış.

S: Sevgili B biraz merhametli davranmış, bana sorarsanız Suadiye şubesinin garsonları yavaş oldukları kadar kabalar da. Ben filtre kahve içtim, bardağı büyük lezzeti fena değildi. Yine de Tschibo'nun kahvesini tercih ederim. Bir de çikolatalı Cheesecake yedik. O da kötü değildi ama çikolata tadı pek almıyorsunuz. Ama bu durum, yani peynir tadının çok yoğun gelmesi B'nin hoşuna gitti. Tartışmaya açık bir konu demek ki. :)